06.03.2017, 08:37
Neden Cumhurbaşkanlığı Sistemi! - 4
“Neden Cumhurbaşkanlığı Sistemi” yazı dizimin bir önceki dizisinde yani son yazımda; Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde Cumhurbaşkanı’nın yetki meselesi hususunu yazdım. Bugün 16 Nisan’da kendi kaderini, kendi tercihleri ile belirleyecek olan milletimizin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile alakadar aklında soru işaretlerini azaltmak, mevcut sistem ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile alakadar olarak bilgilendirmek maksatlı, benim yaş grubumda ki nesil için araştırma yazı türüne girebilecek, hali hazırda 16 Nisan’da oy kullanacak olan nüfusun birçoğunun bizzat yaşadığı bir tarihe doğru yolculuk edeceğiz. 1980 Askeri darbesine giden sürece doğru bir tarih yolculuğu yapacağız.
O tarihlerde Parlamenter Sistem’in bir açmazı olarak adlandırabileceğimiz; Tam 115 turda “TBMM’de Seçilemeyen Cumhurbaşkanlığı Krizi” 12 Eylül darbecilerine büyük fırsat tanımıştı. Peki ne olmuştu o süreçte. 1960 askeri darbesinden sonra yapılan 1961 darbe anayasası ve özellikle 1971 muhtırasından sonra yapılan değişikliler Türkiye’de vesayet rejimini güçlendirmişti. Meclis ve milli iradenin yerinen tahakküm edilen vesayet araçları kriz ve darbelere yol açtı. Parlamenter sistemin yol açtığı tıkanma ve tıkanmanın akabinde meclisin etkin bir şekilde çalışamaması, meclisin bir türlü seçemediği Cumhurbaşkanı krizi, siyasi iktidarsızlığın yaratmış olduğu ekonomik krizler, ekonomik krizlerin beslediği toplumsal huzursuzluk 1980’de darbe yapmak isteyenlere fırsat verdi. Bahsettiğim gerekçeler 1980 askeri darbesinin tamamını oluşturan gerekçeler olmasa dahi, süreci hazırlayan, hatta gelişim ve sonuç noktasına getiren en önemli gerekçelerdi.
1961 darbe anayasasına göre parlamentonun seçemediği Cumhurbaşkanı ve 12 Eylül darbesine giden yolda gelişme ve sonuç aşamasının önemli unsurlarından olan, parlamenter sistemin tıkandığı, ülkemizin yakın tarihinde milli iradeye yapılan en büyük darbelerden birine giden sürece tarih ve vaka olarak gidelim.
1980’de ne oldu?
6 Nisan; Fahri Korutürk’ün Cumhurbaşkanlığı süresi doldu.
22 Mart; TBMM ile Cumhuriyet Senatosu üyeleri Cumhurbaşkanı seçmek için toplandı. Ancak partilerden aday çıkmadı. İlk kez duyanlar için Cumhuriyet Senayosu ya da eskiden yaygın bir şekilde kullanılan adıyla Okumuşlar Meclisi, Türkiye’de 1960 askeri darbesi ile gelen 1961-1980 yılları arasında TBMM’nin üst meclisi olarak çalışan yasama organıydı. Alt meclis millet meclisiydi.
25 Mart; Halen aday çıkmayınca milletvekili Nurettin Yılmaz aday oldu.
Nisan-Mayıs; 2 ay boyunca ne CHP ne AP güçlü bir aday çıkaramadı.
Haziran; 60. Turda AP, Sadettin Bilgiç’i aday gösterdi, o da 264 oy alabildi. (Seçilmek için gereken oy sayısı 318’di.)
Temmuz-Ağustos; CHP, Başbakan Menderes’i bizzat tutuklayan eski Hava Albayı Muhsin Batur’u aday gösterdi. Bu arada görev süresi dolan Fahri Korutürk Çankaya’dan ayrıldı. Senato Başkanı sıfatıyla İhsan Sabri Çağlayangil Cumhurbaşkanlığına vekalet etti. Çoğunluğun sağlanamadığı turlarda en son Muhsin Batur 303 oya kadar yükseldi. AP, Bilgiç’in yerine 12 Mart’ın komutanı Faik Türün’ü aday gösterdi. Faik Türün’ün adaylığı, Muhsin Batur’un oylarını azalttı. 99. Tur’da Muhsin Batur adaylıktan çekildi. Meclis ve Senato birleşik toplantısı yapılamadığından AP adayı Faik Türün’ün de seçilme şansı olmadı.
11 Eylül; Meclis 115. tur için toplandı ancak yeterli çoğunluk sağlanamadı, yine cumhurbaşkanı seçilemedi.
12 Eylül; Siyasi partiler arasın uzlaşı sağlanılamaması ve aylarca süren Cumhurbaşkanı seçiminin sonuçlanamamasını fırsat bilen darbeci zihniyet 12 Eylül askeri darbesini yaptı. Türkiye. 1980’de 5 ay 6 gün cumhurbaşkansız kaldı. 12 Eylül 1980 askeri darbesinden sonra milli iradeyi yok sayan darbeci Kenan Evren kendini devlet başkanı ilan etti. 1982’de Evren, yeni anayasanın 1. geçici maddesi uyarınca, yedi yıllık bir süre için, Türkiye’nin 7. cumhurbaşkanı sıfatını aldı. Aynı zamanda MGK ve Genelkurmay başkanlığını da sürdürdü.
Sonuç olarak; Türkiye’de mevcut parlamenter sistem askeri darbe anayasalarıyla şekillendi. Siyasi ve ekonomik istikrarsızlığa yol açan bu hükümet modeli askeri vesayetlerin etkisine hep açık oldu. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile beraber darbe anayasalarının etkileri bitecek ve sadece milli iradenin şekillendirdiği, istikrar dönemleri başlayacaktır.
En derin saygı ve sevgilerimle.