21.03.2017, 09:13
Neden Cumhurbaşkanlığı Sistemi! - 6
Neden Cumhurbaşkanlığı Sistemi yazı dizisinde, 16 Nisan’da oylanılacak olan önemli maddelerden birisi olan seçme yaşı gibi seçilme yaşının da 18 olarak belirlenmesi hususunu değerlendireceğim. Bu vesile ile ortalıkta iddia edilen asılsız bazı bilgi kirliliklerini de ortadan kaldırır mahiyette bilgilendirmelerde bulunacağım.
Cumhuriyet’in ilanından 1934 yılına dek Türkiye’de 18 yaşında ki her erkeğe seçme hakkı verilmiştir. 1934 yılında 22 yaşında olan kadın-erkek her Türk’e seçme hakkı verilmiştir. 1961 anayasasında yaş sınırı 21’e düşürülmüştür, bu değişiklik 1982 anayasasında da değiştirilmeden aynı kalmıştır. 1987’de seçme yaşı 20’ye son olarak 1995’de bugün ki hali ile 18’e indirilmiştir. Seçilme yaşı ise 1876 Kanun-i Esasi’den 13 Ekim 2006’ya dek 30 yaş olarak belirlenmiş, 2006 yılında 25’e düşürülmüştür. Belediye başkanlığı, belediye meclis üyeliği, il genel meclisi üyeliği, muhtarlık ve ihtiyar heyeti üyeliği yaşı ise daha evvel 1993 yılında 25’e düşürülmüştür.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile seçme ve seçilme yaşı 18’e indirilecek, özgürlükçü demokrasilerde gençlerin siyasal hayata katılımı büyük önem taşıyor. Siyasi iradeyi tayin etme sorumluluğu taşıyan gençlerin seçilme hakkına da sahip olması son derece tabii olacaktır. Yani bir örnek ile belirtmek gerekirse; 42 yaşında A Partisi’nin milletvekili adayısınız ve 18 yaşına yeni giren gençlere yönelik, onların ilk kez kullanacakları oya talip olmak namına bir seminer tertip ediyorsunuz ve genç seçmene “siz doğruyu, yanlışı biliyorsunuz, siz kararınız ile ülkeye doğru yönde istikamet verdirecek bir nüfussunuz, sizlerin iradesi bizler için önemli diyeceksiniz” lakin aynı hakkı onlar sizden istediğinde “ben 18 yaşında sizleri seçebiliyorsam; bir irade sergileyip, siyasi iradeyi tayin etme sorumluluğu bende var ise bende namzet olacağım” dediğinde “otur bakalım, daha senin aklın ermez bu işlere” diyorsunuz. Peki hani bu genç doğruyu, yanlışı biliyordu bu genç siyasi iradeyi tayin eden genç değil mi?
Demokratik siyaset, gençlere ülke siyasetine yön verecek mevki ve makamlara seçilme hakkının tanınmasını gerektirmektedir. Dünyada 45’ten fazla ülkede seçilme yaşı 18’dir. Almanya, Fransa, İspanya, Hollanda, Danimarka, Norveç, İsveç, İsviçre, Hırvatistan bunlardan bazılarıdır.
18 yaşında milletvekili olacak 23 yaşında süper emekli olacak iddiası çok büyük bir yalandır, aldatmacadır. Milletvekillerinin emekliliği konusunda çok yanlış bir algı bulunmaktadır. Sanki seçilen her milletvekilinin, milletvekilliği görevinin sona ermesi sonrasında, milletvekili emekli aylığına hak kazandığı düşündürülmektedir, mecliste kesintisiz beş sene değil iki sene vekillik yapmak emekli olmaya kafidir lakin milletvekillerinin emekli olması için bir çok gereklilik vardır. İki sene kesintisiz yapılan milletvekilliği bu gerekliliklerden sadece bir tanesidir. Memurların emeklilik hizmet ve emeklilik yaş grupları nasılsa, aynı durumdaki bir Milletvekili de aynı şekilde hizmet ve emeklilik yaş gruplarına dahil olmaktadırlar.
Milletvekillerinin emekli olması için emeklilik yaş gruplarını ve emeklilik hizmet gruplarını tamamlaması gerekmektedir. Bir örnekle anlatalım; 8 Eylül 1999 tarihinden sonra ilk kez memur olan bir kişi kanun gereği 25 yıl hizmeti ve kadında 58, erkekte 60 yaş şartını bekliyor aynı durum 18 yaşında seçilecek bir milletvekili içinde geçerli olacak yani bu vekil 23 yaşında süper emekli olmayacak bugünün şartları ile hizmet süresini ve yaş grubunda ki emekli yaşını bekleyecek.
Gençlerin sahip oldukları ve temsil ettikleri düşünceleri, parlamento ve halk nezdinde beyan etmeye en az diğer yaş grupları kadar hakları bulunuyor. Gençlere bu hakkı tanımak, siyasi iradeyi tayin etme sorumluluğu taşıyan gençlere seçilme hakkını da sunmak gayet tabiidir.
Tabi olmayan bu gençler “23 yaşında süper emekli olacak”, “kendileri yetmedi şimdi çocuklarını 18 yaşında milletvekili yapıp onlarıda süper emekli yapacaklar” gibi asılsız, çirkin bir algı oluşturmak ve insanları aldatmaktır.
Millete aklen yetersizmiş gibi muamele eden zihniyetin bu gibi girişimler sergilemesi münasebeti ile kendilerinin aklen yeterli oldukları hususunda karamsar düşüncelerim var.
Saygılarımla.
Ahmet Baykan
8 yıl önce
ben kararsızdım ama oyum evete yakındı bir aydır okuyorum oyum evet bunda katkınız büyük bu önemsiz bir durum olarak görülmesin bende okuduklarımı eşe dosta anlatıyorum bunu bir haber yapmanızı isteyecem
Cevapla
Beğendim (0)
Beğenmedim (0)