Batı, haçlı zihniyeti defalarca Selçuklulara ve Osmanlılara savaş açsa da sonuç alamadı. Osmanlı sınırlarını Viyana kapısına dayadı. Osmanlı'nın bu durumunu kabullenemeyen batılı haçlı zihniyeti devşirmeyle içimize girerek makamlar mevkiler elde edip Osmanlı içten vurdular.
Batıya tahsile giden Osmanlı gençlerine kendi kültürlerini aşılayarak yetiştirdiler. Osmanlı devleti kademelerinde görev alan batı haçlı zihniyetli yöneticiler batı ile birlikte Osmanlıyı yıktılar. Osmanlıyı yıkan batı haçlı zihniyeti Cumhuriyet kurulduktan sonra da devam etti.
Kurtuluş savaşında yenilerek denize dökülen batılı yedi ittifak devleti Savaşı meydanında kazanan Türk milletine lozan masasında kaybettirdi. Batı aç hıristiyan devletleri, Türkiye'yi kontrol altında tutmak için Birleşmiş Milletlere, NATO'ya ve bir çok örgüte üye yaptılar. En son 1954 yılında Avrupa Birliğine üye olmak için müracaat edildi.
60 yıldır kapılarının önünde bekleten Avrupa, sonunda açık açık Türkiye düşmanlıklarını ve hıristiyan kulübü olduklarını ortaya koydular. Çeşitli kriterler bahane edilerek bizi eğlediler. İstedikleri şekilde kullanılır.
Türkiye'nin başına geçen Erdoğan'a düşmanlık yaparak işimize karışmaya başlayan batı zihniyeti açık açık iç işlerimize karışıp referandumda müdahil oldular. Batı haçlı zihniyeti Türkiye’ye saldırmaya başladı.
Türkiye düşmanları PKK, FETÖ ve diğer sol örgütleri destekleyip Türkiye hükümeti aleyhine çalışarak hayır çıkması için mücadele ettiler. Türk milleti son sözü söyleyerek evet dedi.
Seçim sonuçlarını hazmedemeyen içimizdeki batı haçlı zihniyeti ile beraber olan CHP, HDP, PKK, FETÖ ve sol örgütler batıdan yardım bekliyorlar.
Umudunu yitiren CHP, HDP, FETÖ Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nden medet umuyorlar. Halkın iradesinin yok edilmesini AB'den AİHM'den bekliyorlar. Çabalarınız boşa, Türk milletini ve demokrasisini yok edemezsiniz. Devam edecek.