Sivil Toplum Kuruluşları bu memleketin omurgası demektir, lokomotifi demektir. Onlar üretir, onlar yönlendirir, onlar hareket verir.
Hizmet halkasında gizli bir yarış halindedirler. Her biri binlerce ailenin geçim kaynağı olur, hayır dualarını alırlar. Bunlardan biri de Niğde Ticaret Odası Başkanı Şevket Katırcıoğlu'dur. Başkanlığı dönemi boyunca çok yeniliklere imza atmış, çalışmayı şiyar edinmiş gayretli bir başkan.
Her sosyal faaliyetlerinde davet etti, bizlerde davete icabet ettik. Her biri dolu dolu programdı. Programların üniversite kampüsündeki Ömer Halisdemir konferans salonunda yapılması aslında bir fırsat eğitiminin çok güzel örneğidir.
Öğrenci yurdu üniversite içinde. Yani üniversite, yurt ve sosyal tesis iç içedir. Böyle olunca salon doluyor. Gençliğin ufkunu açmak, güven duygusunu (kendine güveni) vermek "Bende böyle bir iş yaparım" dedirttirmek en büyük hizmettir. Ufku olmayan hiç bir iş yapamaz. "KEŞKE" kelimesini genç söylüyorsa hizmet yapma aşkı vardır.
Hayatında keşkeleri olmayan insanın başarılı olması mümkün değildir. Keşkeler bireyi başarıya kamçılar. Başarmak isteyenler kendinden daha iyi noktada olanlara gıpta ile bakarlar.
Konuşmacıların üzerinde hassasiyetle durdukları konular, gençlere ufuk açmaktı. Ufku olmayan, hayal kuramayan sade bir insan gibi yaşar gider. Bende gençlere bir anımdan bahsedeceğim. Her genç kendi düşüncesinde yorumlasın.
İstanbul Zeytinburnu, TİRİSAT lisesinde Milli Eğitim Bakanlığı hizmetiçi kursu yöneticisiyim. Kursiyerler, Türkiye'nin her bölgesinden kız meslek lisesinden gelmiş 20 bayan öğretmen. Kursun adı bilgisayarda Trikotaj eğitimi. Üç hafta bu konu üzerinde bilgi aldılar. Kursun sonunda belge dağıtımında ben bir konuşma yaptım.
"Sayın öğretmenlerim. Sizler kız meslek lisesinde öğretmenlersiniz. Bu kursta, Trikotaj üzerine geniş bilgi aldınız. Eğer ufkunuzda bir Trikotaj atölyenizin olmasını istiyorsanız, eğer gerçekte aranan marka olmak isterseniz okulunuza dönünce becerikli, çalışkan ve azimli bir kız çocuğunu keşfedin. Bu okulda gördüğünüz gibi bilgisayarlı bir örgü makinesi alın. Tek tip üzerine çalışın. Mesela bir çocuk fuları veya şapkası üzerine çalışın. Sabırlı olun, kanaatkar olun ve adil olun. Üç yıl içerisinde ikinci, üçüncü örgü makinenizi alacaksınız. Çalışmanız üç katına çıkacak."
Hiç bir öğretmenden çıt çıkmadı. Toplantıdan sonra baktım, bir araya gelen kursiyer öğretmenler sigarayı yakmışlar, malâyani sohbet ediyorlardı.
Bir diğer anımızda Senirkent'te yine Milli Eğitim Bakanlığı hizmetiçi kursunda yöneticiyim. Belediye Başkanı Senirkent Lisesinin eski müdürüymüş. Aday olmuş ve belediye başkanlığını kazanmış. Bizi Belediyeye davet etti. Lisenin bahçesini gezdiniz mi dedi. Bende lise binasının üstünde bir dönüm içerisindeki gelişmiş badem ağaçlarını sordum. Başkan, lise müdürüyken o bademleri ben diktim dedi.
"Lisenin bahçesi çok genişti ve atıl durumdaydı. Şimdi o badem ağaçları verime geçti. Okula çok büyük getirisi var." dedi.
Bunun üzerine dedim ki; “Türkiye'de iki müdür tipi var."
1- Mevzuata takılan müdürler.
2- Ufku geniş olanlar çevreyi iyi tahlil edenler, geniş düşünenler.
Teşekkürler Şevket Katırcıoğlu.